Cemil Kavukçu
Bir tren düşlemişti average, elinde bavulu ile koştuğu, ama bir türlü binemediği, tekerleklerin tıkırtısının gittikçe zayıfladığı bir tren. Ne zaman sapsarı bir yüzle, soluk soluğa might istasyona ulaşsa, çelik ışıltılarla uza...
Cemil Kavukçu
Son yıllarda adlarından sık sık söz edilen hikayecilerimizi düşünüyorum. İlk aklıma gelen Cemil Kavukçu oluyor. Konuşmalarda, kişileri, kendi düzeylerine göre, kendilerine özgü 'dil'leriyle konuşturmakta çok usta; hiç abartı y...
Cemil Kavukçu
Bir tren düşlemişti hep; elinde bavulu ile koştuğu, ama bir türlü binemediği, tekerleklerin tıkırtısının gittikçe zayıfladığı bir tren. Ne zaman sapsarı bir yüzle, soluk soluğa o istasyona ulaşsa, çelik ışıltılarla uzayan demi...
Cemil Kavukçu
İkinci kaptanla üçüncü çarkçı hiç keyif almadıkları her hallerinden belli olan bir bıkkınlıkla bağırışsız, küfürsüz, yorumsuz tavla oynuyorlar. Her an bırakıp kamaralarına çekilebilirler. Ben de elime geçirdiğim, iyice yıpranm...
Cemil Kavukçu
Cemil Kavukçu, kendi okurunu yaratmasını başarmış yazarlardan. Bunun nedeni biraz da kendi dilini ve üslubunu yaratabilmiş, kendisini başka öykücülerden ayıran çerçeveyi başarıyla çizebilmiş olmasında yatıyor. Uzun yıllardır y...
Cemil Kavukçu
Her şey Emre'nin sıradan bir okul günü, gizemli bir adama yardım etmesiyle başladı. Bu yardımına karşılık bir taşla ödüllendirilen Emre, rüyalarında istediği yere seyahat edebiliyordu artık. Ancak taş, Emre'yi götürdüğü rüyala...
Cemil Kavukçu